Ağız Sağlığı
Ağız sağlığı, insan vücudunun genel bir göstergesi denilebilecek kadar önemlidir. Ağız sağlığının korunması ve tedavisinin aksatılmaması aslında vücudunuzu birçok hastalıklara karşıda korur. Düzenli olarak dişler fırçalanmalı, diş ipi kullanılmalı, ağız ve diş sağlığı kontrolleri aksatılmadan yapılmalı, sigara ve alkol kullanılmamasına dikkat edilmeli, ağız ve diş sağlığına zarar verecek gıdalardan uzak durulmalıdır.
Ağız Boşluğu Kanseri Nedir?
Ağız kanserleri, dünya genelinde sık karşılaşılan bir hastalık olup ağız ve boğazın belirli alanlarında oluşan bir kanser türüdür. Her kanser türünde olduğu gibi ağız kanserinde de erken tanı önemlidir. Erken aşamada tespit edilerek tanı konulması durumunda tedavi sonuçları yüz güldürse de geç tanı alan hastaların tedavi süreci ve sonuçları daha kötü seyretmektedir.
Ağız Boşluğu Kanseri En Çok Hangi Bölgede Görülür?
Ağız kanseri; dudak, dil, ağız tabanı, damak, yanakların iç yüzeyi, diş etleri, gırtlak ya da tükürük bezlerinin arkasında görülebilir. En yaygın olarak dudak, dil ve damak bölgelerinde olmak üzere ağız içinde herhangi bir bölgede de ortaya çıkabilir.
En Sık Görülen Ağız Boşluğu Kanser Türü Hangisidir?
Ağız Boşluğunda en sık karşılaşılan tür “Skuamöoz Hücreli Karsinom”dur. Bu hücre bir non-melanom deri kanseri türüne aittir. Deri, ağız ve boğazda görülmesi yaygındır. Genelde kötü huylu bir hücredir.
Ağız bölgesi ile beraber baş ve boyun bölgesinin farklı bölgelerinden kaynaklanan kanserler:
- Burun ve sinüs tümörleri
- Gırtlak kanseri
- Yemek borusu kanseri
- Tiroid bezi kanseri
- Nazofarenks kanseri
- Orofarenks kanseri
- Hipofarenks kanseri
Ağız Boşluğu Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Ağız kanserinin en yaygın belirtileri ağız içerisinde oluşan yaralar ve lezyonlardır. Bu yaralar ve lezyonlar ağız içerisinde veya dudak bölgesinin yüzeyinde kabarcık şeklinde çıkıntılara neden olabilir. Bu lezyonların büyümesi; konuşmayı ve yutmayı zorlaştırabilir. Ağız kanserinin belirtisi diğer hastalıklarda ve kanser türlerinde olduğu gibi kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Şikayeti olan kişilerin çoğunlukla ortak noktası ağız içinde geçmeyen yara ve ağrıdır. Genel olarak belirtilere bakılacak olursa;
- Ağız çevresinde ya da dudakta geçmeyen yaralar,
- Boyun bölgesinde şişlik,
- Çiğneme ve yutma reflekslerinde değişiklikler ve güçlükler,
- Sürekli olarak boğazda tıkanıklık hissi,
- Kilo kaybı,
- Konuşma bozukluğu,
- Ağız kokusu,
- Ağız içerisinde kanamaların oluşması,
- Kanserin olduğu bölgede uyuşmalar,
- Dilde ağrı.
Dikkat edilmesi gereken nokta belirtilerin uzun süreli ve iyileşmeye dirençli olması durumudur. Belirtiler 3 haftadan fazla devam ediyorsa uzman görüşü almanız gerekmektedir.
Ağız Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir?
Sağlıklı hücrelerde meydana gelen değişiklikler ile oluşan ağız kanseri, birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Bu sebeplerden ağız kanserine yatkınlık oluşturabilecek en önemli nedenler ve risk faktörleri aşağıdakilerdir.
- Çeşitli tütün ürünlerinin kullanımı: Ağız kanseri nedenleri arasında en yaygın olanı sigara içmektir. Sigara kullanan kişilerin kullanmayanlara göre daha fazla risk grubunda olduğu gözlemlenmiştir.
- Alkol kullanımı: uzun süreli alkol kullanımı hücrelere ağız kanserine daha yatkın hale getirebilmektedir.
- Ağız ve Diş Sağlığı kontrollerini aksatmak ya da yaptırmamak.
- Kişinin daha öncesinde kanser öyküsünün bulunması.
- Human papilloma (HPV virüsü) HPV tip 16 ve 18 olanlar.
- Bağışıklık sisteminin düşük olması
- Obezite
- Sağlıksız Beslenme / paketlenmiş gıdalar
- Genetik yatkınlık
- Dikkat edilmeyen ağız hijyeni
- Dudakları UV ışınlarına maruz bırakmak. Cilt kanseri türlerinde önemli bir role sahip olan UV ışınları her ağız kanserlerinde de önemli bir role sahip. Özellikle sigara kullanan kişilerde UV ışınlarının olumsuz sonuçları daha büyük.
- Diş ve diş eti problemlerinin üzerinde durmamak.
Ağız Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?
Ağız boşluğu kanseri tanısında ilk aşama fiziki muayenedir. Kişinin kendi fark edebileceği belirtiler olmasa dahi diş hekimi ağız ve diş sağlığı muayenesinde doku değişiklini, yarayı, kanamayı veya renk değişikliğini fark edebilir.
Dokudaki değişiklik fark edildikten sonra bir sonraki süreç biyopsidir. Teşhisin koyulmasının ardından ise ağız kanserinin başka bölgelere yayılıp yayılmadığını tespit etmek için radyolojij görüntüleme yöntemlerine başvurulmaktadır.
- Çene, göğüs ve akciğer bölgesini için röntgen çekimi yapılabilir. Ancak günümüzdeki ileri seviye görüntüleme yöntemleri olduğu için o kadar sık tercih edilmemektedir.
- Baş ve boyun bölgesindeki yumuşak doku ve lenf bezelerinin Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme yöntemiyle değerlendirilebilir.
- Kemik dokusu tutulumunu değerlendirmek için BT (Bilgisayarlı tomografi taraması) yapılabilir.
- PET-CT: PET taraması kanser sürecinde önemli bir yere sahiptir. PET taraması sayesinde kanserin uzak bölge tutulumu, diğer organlara yayılıp yayılmadığını tespit edilmektedir.
- Endoskopi: Her zaman gerekli olmasa da burun ve boğaz kısmında oluşan kanserlerde başvurulabilir.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi ağız kanserinde de erken tanının önemini bir kere daha hatırlatmakta fayda var. Teşhisin ardından uygulanacak olan tedavi yöntemleri kanserin türüne ve evresine göre değişiklik göstermektedir.
Ağız Kanserinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Ağız boşluğu kanserinde erken evrede cerrahi, cerrahinin tek başına yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi sonrası radyoterapi, cerrahi tedavi şansını kaybeden ileri evre kanserlerde radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonuna başvurulmaktadır.